Yönetmen: Osman SINAV
Senaryo: Yiğit GÜRALP
Oyuncular: Kenan İmirzalioğlu, Tuğçe Kazaz
Aktif sinema rehberinin pasif yazıcısı olarak, blog sayfamı ihmal etsem de sinemayı ihmal etmediğimi söyleyerek başlamak istiyorum yeni yazı dönemime.
Geçtiğimiz hafta ani bir kararla Uzun Hikaye filmine gitmeye karar verdik. Çok az sinemada az seanslarla gösterimde olan filmin, izleyenlerden oldukça olumlu tepkiler almış olduğunu da görünce, gereksiz yabancı filmler arasında Türk sinemasının hatrı sayılır yönetmenlerinden Osman Sınav'ın bir filmine gitmeyi çok mantıklı bulduk.
Türk sinemasının vazgeçilmez tarzı dram bu filmde de kendisini gösteriyor. Ancak son dönemde uluslararası sinema sektöründe de olduğu gibi dram filmlerinin mizah ögeleriyle süslenerek hafifletilmesi filmin geneline yansıyor, belli bir bölümde ağdalı ve duygu sömürüsüne giren bir dram söz konusu olsa da.
İsmi Uzun Hikaye olan film bir kitaptan uyarlama. Kitabı okumadığım için sadece film hakkında yorum yapabiliyorum. Filmin sadece hikayesi uzun, yaşananlar genel olarak aynı. Hak, hukuk, emek gibi kavramların yok olmaya başladığı dönemlerin filmi. Günümüz de tamamen kaybolmuş değerler. Başrolde Kenan İmirzalioğlu var, genel olarak karakter oyunculuğu işini iyi beceriyor kendisi, bu filmde de Ali isminde bir memur rolünde karşımıza çıkıyor. Kendisine haktan, hukuktan, eşitlikten yana olduğu için sosyalist diyorlar, gittiği her yerde oraların kapitalist ensesi kalınlarıyla kapışıp, başka memleketlere sürülüyor. Filmin konusu bundan ibaret, film cesur bir adamın aşkını, mücadelesini anlatıyor.
Filmin akışı gerçekten güzel, hep aynı şey tekrarlanmasına rağmen hiç sıkmadan ilerliyor. Oyuncu seçimlerinde büyük yanlışlar yapılmış ve bana göre önemli detaylar atlanmış. Örneğin; Tuğçe Kazaz, kesinlikle sinema oyuncusu olamaz, ben onu perdede gördüğümde oyunculuk okuyan ve tiyatrolarda harikalar yaratan insanlara acıyorum. Popülerliğin bir yetenek göstergesi olmadığını anlamalı insanlar. Kenan İmirzalioğlu doğru bir seçim ancak 5 yaşındaki oğlu 18 yaşına geldiğinde kendisinin saçlarının kenarlarının beyazlaması çok saçma olmuş. Keşke karakterin yaşlılığını başka bir oyuncuya oynatsalarmış, çok göze batan bir detay olmuş. Ushan Çakır, Ali karakterinin oğlunun gençliğini canlandırmış, kendisi de bu rolde çok sönük kalmış malesef. Keşke karakterlerin ilerlettiği bir hikayede daha güçlü oyunculuklar görebilseydik.
Osman Sınav Türk sinemasının başarılı yönetmenlerinden, kendisi işini iyi yapıyor. Filmin görselliği, ses kullanımı, kurgulanışı gibi seyirciyi farkında olmadan filme bağlayan olguları çok iyi ayarlayarak bunca kötü oyunculuk içinde filmin sıkıcı olmasını engellemiş.
Sinemaların çok da güzel filmle dolu olmadığı bu dönemler için, doğru zamanda gösterime girdiğini söyleyebilirim. Vaktiniz var ve uygun seans bulursanız bunca kötü eleştirime rağmen izlemenizi tavsiye ederim.
Not: Filmde Niğde gazozu içen gençlere de sevgilerimi gönderiyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder