Hayatta her şey kazanmak üzerine kurulu, sonuç odaklı yaşıyoruz. Hırs da önüne geçemediğimiz ender duygulardan biri. Kaybettiğimiz her şey için hesap sormak, hesap vermek, suçlamak ya da suçlanmak zorundayız. Ne kadar iyi olmaya gayret ederseniz edin, başarılı olmak için ne kadar yol katederseniz edin sonunda bir kere kaybettiyseniz, kaybetmiş oluyorsunuz. İşte hırs da burada başlıyor sizi sürüklemeye neden kaybettim, kazanmalıyım! Moneyball (Kazanma Sanatı) tam da bu duygularınıza vurgu yapıyor.
Moneyball, gerçek bir hikayeden alınarak senaryolaştırılmış bir film. Başrolde Brad Pitt oynuyor. Bence filmin hem avantajı hem de dezavantajı bu. Çünkü bazı bölümlerde film Brad Pitt'in oyunculuğunu gösterişli kılabilmek için hikayeden kopuyor, e haliyle bu da seyirciyi olumsuz etkiliyor. Film maddi yetersizliklerle savaşan bir beysbol takımının nasıl var oluş savaşı verdiğini, mücadele, takım olmak gibi özelliklerle de başarının kazanılabileceğini ve bütün bunların ne derece risk taşıdığını, bir zihniyeti, alışkanlığı, bilinirliği herkesçe kabul görmüş şeyleri değiştirmenin ne denli zor olduğunu anlatıyor. Bunu bir genel müdür profili üzerinden genel olgu olarak işliyor. Film genel olarak iyi bir gişe filmi, oscar için güçlü bir aday yorumları yapılıyor ama ben oscarlık bir film olduğunu düşünmüyorum.Vakit geçirmek için, klişe bir gaz filmi izlemek için izlenebilir bir de Brad Pitt için izlemek isteyenler olabilir onları da unutmayalım.
Hikaye itibariyle insanları gaza getirecek bir film olabilecekken kurgulanışta yapılan yukarda bahsettiğim Brad Pitt hataları yüzünden insanlar gaza da gelemiyor. Filmi kötülemiyorum ancak beklentinizi karşılayacağını da söyleyemem ama izlenebilir bir film, vaktiniz varsa gidilebilir.
NOT: Lütfen sinemada film izlerken evinizde izliyor gibi colayı höpürdeterek, yediklerinizi yan salonlardan duyulacak kadar sesli yiyerek izlemeyin. Bunları evinizde de yapmayın zaten hoş şeyler değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder